Ricardo Bofill’in Evi, La Fabrica

İspanyol mimar Ricardo Bofill’in Barselona’nın hemen dışında bir çimento fabrikasından dönüştürdüğü evi ve stüdyosunu göstermek istiyorum bu yazıda. Bofill La Fábrica’yı yeniden hayata katmadan önce, fabrika Katalonya’nın endüstriyel geçmişinin kullanım dışı bir anıtı gibiymiş. Mimarın yaşam misyonu, ölüme terk edilen ve pek çok kişinin göz ardı edeceği bu yapıyı yeniden canlandırmak, yeniden kullanmak ve yeniden değerlendirmek olmuş. “Sadece meydan okumanın zevki için orada yaşamak istedim” demiş ve gerçekten bunu yapmış.

Bofill bir gün arabada giderken, Katalan banliyölerinin çevresinde, yol üstünde 31.000 metrekarelik fabrikayı görüyor. “Endüstriyel atık sahalarında ve şehrin paramparça olduğu, eski tuğla bacaların tarlalar ve beton bloklar arasındaki anarşik mücadeleyi kesintiye uğrattığı bu kimsenin olmadığı topraklarda dolaşmak hoşuma gitti” diye hatırlıyor. Hem atölye için geniş bir ofis hem de kendisi ve ailesi için geniş bir ev inşa etmesine izin verecek bir mülk arıyormuş. İstediği düzeni hayata geçirmesi o zaman yaşadığı Barselona’da mümkün değilmiş. Şehrin batı eteklerine yolculuk yaparken, İspanya’daki en uzun bacaya sahip, en eski çimento fabrikası La Fábrica’yı buluyor. Bir ay sonra geri dönüp mülkü ve çevresindeki tüm araziyi satın alıyor.

Hâlâ tek tük işçilerle ve tozla dolu, bacasından duman yükselen fabrika, tam anlamıyla terk edilmiş halde değilmiş; ama kesinlikle harap haldeymiş. “Felsefi açıdan bir yıkım fikrini seviyorum. Hayat bir harabedir” diyor Bofill. Mimar bu tarz yarı bitmiş çalışmaları her zaman büyüleyici buluyor. “Sanat eseri dediğimiz şey yoktur; sanat ulaşmaya çalışmak için bir tazı yarışına girdiğiniz ama asla ulaşamadığınız şeydir. Tüm eserlerin yanlış yapılmış bir tarafı vardır.” diye de ekliyor.

Fabrika ayrıca mimari formda, özellikle Katalonya’da, sanayi bağlamında birçok çarpışan dünyayı temsil ediyor. Fabrika, Katalonya’nın Altın Sanayileşme Dönemi’nde, 1920’lerin başında inşa edilmiş; ardından üretimin artması ile talebe göre ana binaya yeni yapılar ve uzantılar eklenmiş. Planlanmamış şekilde genişleyen planı, Katalonya’nın yükselen sanayileşmesini yansıtıyor – her bir uzantı, üç boyutlu biçimde başka bir refah dalgasına işaret ediyor. Bofill de mimaride bir yapıyı yakıp yıkmaktansa, onu korumak ve çizgisine katkıda bulunmak misyonunu taşıdığı için, burası onun için biçilmiş kaftan! “Rönesans ve Barok dönemlerinde, birileri gelir ve yerinde duran binaya yeni bir parça eklerdi. Bu deneyimi sadece normal bir binada değil, en karmaşık olanı, bir çimento fabrikasında tekrarlamak istedim.” diyor Bofill.

Mekanın çelişkilerinden ve belirsizliğinden etkilenerek, hızlı bir şekilde fabrikayı korumaya ve faydasız ama görsel olarak güçlü alanları değiştirerek fabrikayı bir sanat eseri gibi şekillendirmeye karar veriyor. Bu alanlar aslında çok enteresan, kocaman bacalar, hiçbir yere gitmeyen merdivenler, büyük betonarme balkonlar… Fotoğraflara bakınca yapının devasallığına karşı Bofill’in kullandığı sade, şık ve modern mobilyaların duruşundan, boş alanlarda yetişen pastel renkli çiçeklerin yarattığı tezatlıktan hem etkilendim hem de çok hoşuma gitti. Müze olsa gezmek isterim😊  Bofill gibi yaratıcı beyinlerin evlerini nasıl dekore ettiğini görmek hep enteresan oluyor.

House & Garden
ricardobofill.com
Dwell
Advertisement