Sen de gittiğin şehirlerde posta kartları alır mısın? Benim böyle bir alışkanlığım vardı, ta ki fotoğraf aşkım alevlenene kadar. Şehrin bana ne hissettirdiğini tekrar hissetmek, sokaktan geçerken pastaneden gelen sıcak kokuyu hatırlamak, yanımdan geçenlerin konuşmalarını tekrar duymak için her köşeyi fotoğraf karesine sığdırmaya çalışırım.
Mesela 4 sene önce gittiğimiz Roma’da, en çok heykellerden etkilenmiş olmalıyım ki çoğu fotoğrafım onlardan oluşmuş. Bir de şehrin kendine has sepya filtresinden..
Gittiğimizde Babuino 127 Rooms’ta kalmıştık, öneririm. Sabah camı açınca karşı camda yaşayan Roma’lı birine günaydın diyebilirsin.
Roma’da her sokak aynı gibi ama hikayeleri ayrı..
İlk gördüğüm an gözümü alamadığım Pantheon.
Tüm yollar İspanyol merdivenlerine çıkıyor gibi.
Piazza del Popolo meydanı, şehrin en büyük meydanı. “Halkın meydanı” anlamına gelir.
Gittiğin yerlerden kendine kartpostallar atmayı unutma 🙂