Çukurcuma’da Instawalk!

Istanbul’da ufak bir Floransa! Daracık sokakları, antikacıları, tatlı kahvecileri ve tarihi dokusuyla Çukurcuma favorim. Sabahtan kendini sokağa bırakırsan, akşama kadar binaların arasında fotoğraf çekerken kendini kaybedersin. O yüzden tam Instawalk’luk bir semt.

Instawalk neydi? En az iki kişinin bir araya gelip, bir bölgeyi yürüyerek keşfederken fotoğraflaması, deneyimlerini Instagram’dan paylaşmaları.

O zaman önce Instawalk için gerekenler: Aşırı rahat spor ayakkabı, eğer telefonla fotoğraf çekiyorsan dolu bir şarj ve powerbank, 2 adımda 1 durmana müsade edecek arkadaş, kahveye aç bir bünye. Bunlar tamamsa, Instawalk için hazırsın demektir.

Tura Karaköy’den Çukurcuma’ya çıkan Boğazkesen Caddesi’nden başla. Caddenin üzerinde sağlı sollu tasarım ve konsept dükkanlar var. Benim favorilerim Ham:m ve Hane 78.

Solda dar bir sokak göreceksin. “Aa bu sokak gerçekten Italya gibi” diye düşürken, İtalyan Lisesi, Italyan Konsolosluğu ve Hotel İtali seni karşılayacak.

Bu sokağın olduğu mahalle TomTom mahallesi. Hem mimarisiyle büyülüyor hem de çok efsanevi bir tarihi var. Daha sonra sadece Tomtom keşfi için bir yazı yazacağım. TomTom Gardens içindeki dükkanlara bir göz atabilirsin.

TomTom’dan çıktın, biraz daha yukarı yürüdün. Hayriye Caddesi’nden gir. Bu caddenin üzerinde eskiden Fransız sokağı diye bildiğimiz, sonradan adı Cezayir Sokağı olarak değişen sokak var. Sana sokağa gir demeyeceğim, tam orada otoparkların arasında iki tane kahveci var: Müz ve Magritte.

Magritte hem antikacı hem kahveci:

Müz de hem botanikçi hem kahveci.

Kahveni içtin, soluklandın, Müz’ü sağ tarafına alıp düz yürü ve dar sokakların içine dal. Yanyana bir sürü antikacı görmeye başlayacaksın. Benim en beğendiğim Osmanlı Antik Palas. Diğerler antikacılarda kandırmacalar da var. Hazır ordayken “Bay Moda Evi” Civan‘a da bir göz at.

Antikacılar biterken, karşına yüksek tavalı ahşap dokulu bir restaurant çıkacak. İsmi Çukurcuma 49. Daha nutellalı pizza pizzacıların menüsünde yokken, ilk kez burda yemiştim. Bu açıklamadan sonra, diğer pizzalarının da enfes olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

cukurcuma 49

Instawalk turunun son durağı: Masumiyet Müzesi. Orhan Pamuk’un kitabını okuduysan, Kemal’in Füsun’a duyduğu aşk hala aklındaysa ve “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum” seni derinden etkilediyse müzeyi gezmeni mutlaka öneririm. İçerde fotoğraf çekmek yasak olduğu için, buraya koyamıyorum ama ne göreceğini bilmemek daha heycanlı değil mi?

Masumiyet Müzesi’nin ziyaret saatleri, rehberli turlarla ilgili tüm detaylı bilgiler de burda.

Keyifli yürüyüşler ve keşifler!

Vlog – Balat’ta gezilecek en güzel 8 yer

İstanbul’a turist olarak gelenlere hep çok özenirim. Sanki İstanbul’un tadını onlar çıkarıyor gibi. O yüzden geçen hafta bir gün ben de İstanbul’da turist olmaya karar verip Balat’a gittim.

Balat enteresan bir yer. Osmanlı döneminde burada Yahudiler ikamet etmiş, her bir köşesinde ve binasında bu dönemin izleri var. Dar girişli 2-3 katlı cumbalı binaları, sinagogları, okulları gerçekten etkileyici. 1960 / 1970’lerde bölgede yaşayanların İsrail’e geri dönmesiyle Balat’ın çehresi değişiyor ve İstanbulluların gitmeye çekindiği bir semte dönüyor. 2003’ten beriyse Avrupa Birliği’nin projesiyle yenilenme döneminde.

Haftasonu gidersen, fotoğraf makinasını kapan Balat’ta, sokaktaki küçük çocukları çekme derdinde. Çocuklar da zeki tabi, artık para alıyorlar fotoğraflarını çekmek isteyenlerden. Ama dersen ki ben Balat’ın yenisini ve eskisini keşfetmek istiyorum, bana göre mutlaka gezmen gereken 8 yeri aşağıdaki video’mda!

Sabah tatlısı ve kahvesi Cooklife‘ta veya Coffee Department‘ta, sonra eve antika almak için Maison Balat‘ı kendine vintage bir şeyler bakmak için Rag’n Roll Vintage‘ı ziyaret edebilirsin.

Forno‘da bir lahmacun arası verip, istikamet Aya Yorgi Patrikhane Kilisesi‘ne. Seni Balat’ta en çok etkileyen yapı Fener Rum Lisesi olacak. Halk arasında “Kırmızı Okul” olarak da bilinen bu okul, bilinen en eski ve en prestijli Rum okulu. Ama maalesef şuan sadece 58 öğrencisi var. Biz çekinerek kapının zilini çaldık, o gün bekçi iyi günündeymiş ki bizi içeri davet etti. İçeriden okulun manzarası harika, bahçesinden tüm Haliç ayaklarının altında.

Son olarak gezmekten yorulduysan, Aziz Cafe‘nin brownie’sini yemeden dönme!